İNCİNİNGÖZLERİNDEN
İncinin
gözlerinden dökülür vakit
Her an bir
andan ibaretmiş oysa
Tükenirken
en tez zamanda kalemi kalbimin
Dağ
şehrinden tutsaklar gelir sokaklara
Takvimler
yorulur kıştan ve soğuktan
Sazdan,
sözden ve bıkarım telaştan
Yağmurun
bereketiyle düşerim ansızın
Doğururum
topraktan inat ve fesat
Bir
dergâh titizliğinde ellerim durulur
Yosun
tutan gözlerim ağlamaktan, kime?
Uzaktan
uzaktan, daha uzaktan…
Allah’a
Yerin
en altının altından, fısıldarım
Sesim
duyulur, incitir mi? Yaralar mı huzuru?
Hangi
limana kaçsam da, bulsam o küskün ruhunu
Zaman
penceresinden aralandığım zaman
Zihnim kör bir
kuyu açar o vakit
İncinin
gözlerinden taşlar ve sular korur boşluğu
Kim kaybetmiş
ki ben bulayım sarhoşluğu…
(10.03.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder