30 Aralık 2016 Cuma


                     İNCİNİNGÖZLERİNDEN                                                                                              

                                                                                       İncinin gözlerinden dökülür vakit

Uzun uzun düşlerken sonsuzluğu

Her an bir andan ibaretmiş oysa

Tükenirken en tez zamanda kalemi kalbimin

Dağ şehrinden tutsaklar gelir sokaklara

Takvimler yorulur kıştan ve soğuktan

Sazdan, sözden ve bıkarım telaştan

Yağmurun bereketiyle düşerim ansızın




 


Doğururum topraktan inat ve fesat

Bir dergâh titizliğinde ellerim durulur

Yosun tutan gözlerim ağlamaktan, kime?

Uzaktan uzaktan, daha uzaktan…

Allah’a

Yerin en altının altından, fısıldarım

Sesim duyulur, incitir mi? Yaralar mı huzuru?

Hangi limana kaçsam da, bulsam o küskün ruhunu

Zaman penceresinden aralandığım zaman

Zihnim kör bir kuyu açar o vakit

İncinin gözlerinden taşlar ve sular korur boşluğu

Kim kaybetmiş ki ben bulayım sarhoşluğu…


(10.03.2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder