29 Aralık 2016 Perşembe

  
         BİR GENÇ ADAMA DAİR
 
Üşürsün
Gece, kimsesiz kapından geçerim
Ecel ve ben
Sessizdir bu saatte sokak
Bilir misin neden?
Buz gibi olur ki cadde
Keşke ölürken o da öldüğünü bilse

zamanı arar oysa
cebinde kendini bulurken kuruş kuruş
zenginlik harbinde dövüşür de bilmez
ah keşke demekle keşkeler ölmez

şafak dökerken vaktini
yaşlanır rıhtımda bir martı gibi
risk peşinde çalar hep aynı nakarat
hangi çağa aldandı
hangi çağa yandı
hangi çağda kanacak

şair öldürülen şehirde
şiir yazmak gibiydi
onunla onun arasındaki
ne istersin genç adam
sana istikbal sunamam
yok idealim, amacım ,hayalim
kusura bakma müstean da değilim
yolun uzun ,çetin. zorlu
ancak onu bilirim
bunca yıldır yaşamak bile sana dert olmuşken
çık basamakları yavaş ve sitemli
duyuyor musun cihanın inlemelerini
öğren artık şehrin kirli hülyasını
anlatamam sana uyurken uyanık kalmasını

genç adam
düşme ki demesinler kaç baharı mahvettin
düşmek nedir düştükçe görmeyesin
bir çobanın heybesinden ekmeğini veriyorum sana
ancak kıymet bilesin

ne olur izinden izler bırakma bana
kaybol kapanmış kutlu üryanda
şimdi kızıl çağların biatları okunur mecmualarda
en içten kınamalar haber olur gazete ilanlarında
yalnız ateşe düşenler yanarken buz gibi akşamlarda
üşüdüm ve
gece kimsesiz geçtim kapından
 
esir kampından, dağ köylerinden, sürgün yerinden
sana Fatiha okuyacak dil damak aradım
nerde genç adam nerde
dilinde belkisiz gelecek nağmeleri
birkaç damla yaşta gökten inmeli
yürü genç adam yürü
ecelde benle yürümeli
bazen doğduğuna değil
insan öldüğüne şükretmeli

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder