SIRRA DAİR
Gördüm killi ,kumlu, humuslu toprakları
Ve topraktan olma topraksız insanları
Yeryüzü kıyama durdu
Silindi dost meclisinde vefa
Aşık sazından usandı
Tiksindi bereket açlar sofrasında
mezarlıkta ayetler okundu
Sapanlardan korkmaz oldu alaca kuşlar
Devşirdi kendini kendine yabancılar
Derinden baktım gökyüzü boyanmış kızıla
Gittim adımı yazdım hüzün taşlarına
Bulunmazdı ebedi huzur
Aydınlanmıyordu çağ
Cesetler örtüyor üstümü
Kocaman bir ağ
Kınadım canileri düştü yüzleri
Vurdum alametleri kırıldı dizleri
Ne çoğaldı merhamet ne bulundu giz
Zamanı süzdüm, eledim ,seçtim
Sana kainatı verdiler bana da biz
Kıskandı söndü kor olmuş ateş
İnat etti doğmadı bu yılda güneş
Üşüdüm isyanım sukuta düştü
Anladım ki ölülerden olurmuş kardeş
Ustanın elinden doğdu kutlu harika
Suçladı meleği o güzel şahika
Ona ceza verdiler bana sabıka
Düştü de gölgelere eridi ruhum
Düştükçe önümden uçtu uçurum
Yaşama küserken koşar adım
Verdim tekmili sırrımı açıkladım
Gafletten uyandı ağladı sultan
Eceller yazdı mühürlü ferman
Köpürdü sinirler yıkıldı devran
Anlatmak zordu bu dava derin
Bir adam ölmekle biter zannettin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder