29 Aralık 2016 Perşembe


KERTENKELEYE DAİR


Sen hiç süründün mü?

çıplak bir dağın ardında

kızılcıklar ve ardıçlar arasından

korkarak koşmaktan yoruldun mu?

öldürülmekten korkup

bir kolunu yada ayağını rehin bırakıp

yaşamak zorunda kaldın mı?

…..

Terk edilmiş bozkırın

verimsiz bir tarlasında  buldum kendimi

susuzdum ve açtım

taşları kaldıramazdım yerinden

ağırdı, güçsüzdüm, zayıf

ve çaresizdim

 

o anda gördüm

bir kartal süzülüyordu havada

kuyruğumu bırakıp kaçabilirdim

bir taşın altına da saklanabilirdim

yapmadım ,yapamadım

açık bir alana çıktım

iyice görsün istedim beni

evet gördü de

hızla alçaldı yere

artık vakit tamamdı

bıraktım kendimi  kartalın pençesine

üzülmüyordum , mutluda değildim

havalandım

havalandıkça büyüdü dünya

aslında ne çok su varmış

ne çok yiyecek

pişmandım.

kartal dedim neden ben

senin kanatların var

özgürsün ve güçlü

aç yada susuz musun?

beni yemekle geçer mi iştahın?

Kartal hiç dinlemedi beni

Haklıydı ben istemiştim bunu

Zaten kertenkeleyi kim önemserdi ki…

yaşamam ve ölmem

varlığım veya yokluğum

onun için ne ifade ederdi ki

sondu artık her şey

masal bitmişti..

 

Karanlıktan korkup kaçan

Kimsesiz bir çocuk gibi

Ağladığımı görmesinler diye

utandım, kapattım gözlerimi..

bilmem kertenkele gibi kaç çaresiz

 

doldurmuştur kartalların midesini…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder