KERTENKELEYE DAİR
Sen hiç süründün mü?
çıplak bir dağın ardında
kızılcıklar ve ardıçlar arasından
korkarak koşmaktan yoruldun mu?
öldürülmekten korkup
bir kolunu yada ayağını rehin bırakıp
yaşamak zorunda kaldın mı?
…..
Terk edilmiş bozkırın
verimsiz bir tarlasında buldum kendimi
susuzdum ve açtım
taşları kaldıramazdım yerinden
ağırdı, güçsüzdüm, zayıf
ve çaresizdim
o anda gördüm
bir kartal süzülüyordu havada
kuyruğumu bırakıp kaçabilirdim
bir taşın altına da saklanabilirdim
yapmadım ,yapamadım
açık bir alana çıktım
iyice görsün istedim beni
evet gördü de
hızla alçaldı yere
artık vakit tamamdı
bıraktım kendimi kartalın pençesine
üzülmüyordum , mutluda değildim
havalandım
havalandıkça büyüdü dünya
aslında ne çok su varmış
ne çok yiyecek
pişmandım.
kartal dedim neden ben
senin kanatların var
özgürsün ve güçlü
aç yada susuz musun?
beni yemekle geçer mi iştahın?
Kartal hiç dinlemedi beni
Haklıydı ben istemiştim bunu
Zaten kertenkeleyi kim önemserdi ki…
yaşamam ve ölmem
varlığım veya yokluğum
onun için ne ifade ederdi ki
sondu artık her şey
masal bitmişti..
Karanlıktan korkup kaçan
Kimsesiz bir çocuk gibi
Ağladığımı görmesinler diye
utandım, kapattım gözlerimi..
bilmem kertenkele gibi kaç çaresiz
doldurmuştur kartalların midesini…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder