31 Aralık 2016 Cumartesi


 

SENİ DÜŞÜNÜYORUM


Seni düşünüyorum aylardan nisan
Yağmur damlası değil inan gözlerimden düşen
Sana aşkımı anlatacak yok bir lisan
Dönüşünü bekleyeceğim kalsa da son bir insan

Seni düşünüyorum, hayalin derbeder
Gözlerim gözlerin için dağları deler
Beni kavuşamamak değil unutulmak yıkar
Dönüşünü bekleyeceğim etmesen de beni bahtiyar


Seni düşünüyorum, düşünmek ölmekten beter
Bana tattırdığın ızdırap dünyaya yeter
Artık dayanamıyorum gel yeter
Dönüşünü bekleyeceğim ömrümde son bir keder


Seni düşünüyorum zaman vakitsiz
Yokluğun azap beklemek acımasız
Artık son durak bu aşkın rıhtımındayız
Dönüşünü bekleyeceğim gönül gemim yelkensiz

 

Seni düşünüyorum beynim bitkin
Ruhum yoksun sen de yoksun
Gönül sesim öylesine suskun
Dönüşünü bekleyeceğim gelmeyişine küskün


Seni düşünüyorum uzun müddettir
Kalbimde son çırpınış gözlerim nöbettedir
Sana benim aşkım müebbettir
Ölümü bekleyeceğim kalbinde
Belki bir gün dönersin diye… 

                            2002         

SAĞDAN VE SOLDAN


 

 


Bereket doğursun ülkemde başak

Tarlamı süslesin çiğdem çiçeği

Düşündüğüm her şey bu çağda yasak

Ayaklar ilerde beyinler geri

 

Denizlere sevdalı beyaz martım

Rızkını taşıyan soylu karıncam

Özgürlüğü sunan esir taciri

Hayata hükmeder ölüye tapan

Takvimlere küser ayrılır bahar

Bir külhan elinde ağlar kehribar

Kaç yüzyıl kör olmuş bu milli imar

Övünür lütfunla köhnemiş mimar

 

Gök kubbe sıyrılsın bu kızıl çağdan

Ulaklar hürriyet koparsın dağdan

Fikrim cellatlara putlar doğursun

Tarihe gömülün soldan ve sağdan

 


TAŞLAMA


Köpeklere zuldür
Sana köpektir demek

Tapındığın nesil

 Şeytana kul mu gerek


Senden daha domuzu

 Doğmaz biliyor beşer
 
Suratını görenler

Lağımda bile yaşar


Ucubeyi kahreder

Sana ucube diyen

Ömrünce kan kusar

Elinden ekmek yiyen


Kefenini diksinler
Taharet bezi çaputtan
Salanı vereni
Atsınlar uçurumdan


Kabrine atılsın

Bol bol zehirli tezek

Cenazende bulunsun

Birkaç anıran eşek


Geberdin de kurtuldu mu

Kurtuldu mu bu millet

Bilmiyorlar ki mikrop

Kıyamete kadar illet

 

VEDALAR  2





Zaman serender sofrasında

İçilmiş bir bardak çay gibi

Uzağında kalır hayatın

 

 

Vedalar vakitsizdir

Ummadığın anda gelir

Ben hazırım zannederdim

Seni seviyorum dedi ve gitti…

Gitme diyemezsin bazen

 



Susmasan da konuşamazsın bazen

Kaç yıl oldu bilmem gitme diyeli

Bir kuşu öldüğünde bile

Günlerce ağlayan insanlar var

Ah! Ne güzel insanlar var

Ben çok ağladım

Çok zaman önce

Gözlerime bakıp ağladığımı görünce

Kaç yıl kaybettin bilmem ki ömründen

İnsan iyi şeyler yaparak ölürse

Azrail en sevdiği insan suretiyle

canını almaya gelirmiş

İyi seyler yaptım

az bel ki ama yaptım

Azrail yalnız senin gözlerini taksın

Sana şiir yazmak istedim

Hangi sözle başlasam olmadı

Bir cümle kuramadım

Başka dilde anlatılabilir miydi?

Senin o gözlerimdeki güzelliğin

Artık silindi bazı şeyler

Her gün aklıma gelmiyorsun

Sesini bile hatırlamıyorum mesela

Unutmadığım şeyler de var tabi

Yeşil giydiğinde yeşil olan gözlerin

Dünya gözlerinden yaratılsaydı keşke…

Sen gidersen ölürüm demiştim

yalanmış ölüm kolaymış

yaşayamamak varmış

ki ben dindar değilim

bir yaratıcı var ama eminim

ona sığınıyorum

ya da öyle olsun istiyorum

bir başka dünyası var diyorlar

belki seni o zaman görebilirim

yaşadıkça kaybettikleri ve sevdikleri çoğalıyor insanın

pek çok kıymetlin oluyor

hiç kimse hiç kimsenin yerini tutmuyor

bir matematiği olsa keşke kalbimin

kimi ne kadar seveceğini bilmeli

her şeye hazır olmalı

olmuyor böyle

isyanım da tevekkülüm de aynı kişiye

bazen gitmeli insan

aşkın anlamına uymuyorsa

seni seviyorum dedi

ve gitti

gitme dedim anlamsız olsun bizimkisi

gitti

bir şeylerin anlamımı kalsın istedi

belki beni hiç istemedi

belki aklında iyi kalayım istedi

nisan yada mayıs ayının günüydü

ne  önemi vardı ki günlerin

ne önemi vardı ki söylediklerimin

vedalara hazır olmalı insan

veda edilecek bir şey olmalı insan

 

Zaman serender sofrasında

konuşulmuş iki tatlı söz gibi

uzağında kalır ansızın

ansızın gelir aklına

ince sızın…..


    BEN KÜSKÜN


 


Bozkırın telleri çalsın bozlağı

Dert  yüklenmiş kervan, aşsın dağları

Bozuldu, tükendi acem bağları

Yol uzadı, tel kırıldı, ben küskün

 

Göçebeyim çadır kurdum yaylaya

Hor görülür kim ki garip olmaya

Bilmediğim o menzile varmaya

Yol uzadı, el dışladı, ben küskün

 

 

Çocuklar yetişir bilmez sılayı

Giyinir kimsesiz, bulsa hırkayı

Dost ilinden açtım onca arayı

Yol uzadı, gün ağardı, ben küskün

 

Abdalım gönlünden çalsın söylesin

Evi ocağı olmayan dertlensin

Yoksuz doğan söyle nice hallansın

Yol uzadı, söz tükendi, ben küskün

    SANA GELSEM


Sana gelsem yağmurlu bir günde

Beklese bizi her hangi bir yerde mutluluk

Yürüsem sadece yürüsen

Kokun sarsa her yeri

Ben bir tek seni düşünsem

Gözlerin hep beni kandırdılar

gözlerim beni hep kandırdılar

Oysa ben on dokuz yaşında olsam

Yağmurlu bir gün bir de sen olsan

Yürüsem sadece yürüsen

Yaşamak nedir ki gözlerinde ölsem

BAHÇIVAN VE GÜL

 

Burası cennet bahçesi midir ?

Yoksa sen de mi  cennet-i hazene

Bu kibir bilmem neyin nesidir

Kızgınım bahçıvan sana ve güle

Bir zemheri olur kurursa bahçe

Yağmur bulutları küserse göğe

Solarsa o güzelim kırmızı güller

Bakarım bahçıvan gözüne

 




Çaresizlikten düşerken yere yüzün

O zaman söyleyin kibirli güle

Bahçıvanın utancı ile

Sızısı geçermiş merhametimin

Bahçıvanın kıymetli bahçesinden

Kırılıp dalından düşerken yere

En sivri dikeninden tutar ellerim

Kaldırır bakarım son buluşuna

O zaman söyleyin bahçıvana

Kanayan bir damla kan ile

Acısı dinermiş merhametimin


       ELİF

Bir tuhaflık var bu sabah


Beyaz güvercinler küstü mü

Terk etmiş martılar iskeleyi

Mevsim kışta kalmış

Güneş firar mi etmiş ne

Kimse konuşmuyor Elif

Sen bari yaz bana

Bir mektupta kavuşşun sana

Kalbi incinen akbabalarım
Penceremde bir temmuz serçesi

Mahallede ki esrarı çözdüm

Saksının kırık köşesi

Bakma bana öyle garip garip

Aklımı yitirmedim

İnan saçmalamıyorum Elif

Sana  ellerimle gemiler yaptım

yüzmeyi bilmiyor musun ?

hadi ya sıkma canını Elif

Bütün denizleri tarla yaparım

Aklını yitirirsin mamafih…

Kimse konuşmuyor Elif

Sen bari yaz bana

Bildiklerimi anlatma sakın

Sol yanı sızlamasın dünyamın

 


DERDALAN

 

Kaybolup kimsesiz misali

şehrin sisindeki hülyalar

hüzünlü gözlerde akşamları

irice bir şehla doğurur.

Toplanır heybemde yılgınlıklar

Bir sokaktan başka bir sokağa

istemeden atılır adımlar

Kimi kovalar bilir misin ?

gündüzleri yüz vermediğin

o kızgın karanlıklar…

Ben bu zamanın içinde değilim

Neden yıkılsın ki dünyalar

Benden  mi ürperir zannedersin

Yabancısı olduğum aynalar

Tükense derdalan misali

En masum vaktinde ayrılıklar

Bir şeyler anlatsa sana

Elime tutuşup kalan

Bir şişenin içindeki rüyalar