9 Mayıs 2017 Salı


    ANADOLU

Ben bir iğde ağacıyım bozkır toprağında
Yada bir gülüm cami avlusunda
Ha gece açacağım ha gündüz
Kırda papatyayım bahçede sündüs
Sesim öyle tatlı ses olur ki doğada
Kemençe kadar kaval  kadar güzel
Bülbülüm kanaryayım  mesela
Varlığım aşk tadında gelir sana
Karanlık olsada gökyüzü
Korkacak bir şey yok
Koskoca bir fenerim boğazda
Yıldızım belki belki de mehtap Çamlıca'da
Belkide aydınlık saklı bir huzur  Ayasofya'da
Belkide Şems'im ben Mevlana kapısında
İnsanlar mutlu doğmalı diye
Şarkılar söylüyorum doğumhanede
Kimsesiz çocuklar yok yurdumda
Ben bir anayım ben bir baba icabında 
Ayrım yok gel gör bektaşi dergahında
Hani memleket dedikleri bu olsa gerek
Tarlalar dolgun özlemler kısa
Yüzlerde pembelik allık
Tepeler yeşil mi yeşil
Her yanında deniz yahut göl yahut bir dere
Bir köy okuluyum memleketin en uzak yerinde
Bütün kapıların üstünde üzerlik olsun
Dağlarda kekik kokusu sözümde karacaoğlan
Yaylalarında kuzu sesi öyle içten türkülerim
Halay başında  gök gözlü kızlar benim
Tayların üstünde boy boy oğlanlar
Dumanı tüten ocaklar bekler beni
tanrı misafiriyim
Tarhana kokusu ve ekmek buğusudur vatanım
Aç karınlar yok tok  gözlü tarihinde
Eller yalnız şükrana açık niyetler belli
Binbir çiçek içinde bir tek uyumsun
Bereketimsin  benim, pir sultan soyusun
Yunus Emre'nin dilinde minnet kulusun
Kilisende caminde havranda
sonsuz huzursun
medeniyet kapısı hoşgörü yolu
Şimdiki değil çok eski  anadolu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder