MELISA III
Çığlık seslerinin korkusu apansız giderde
Bulur her akşam esmer tenini senin
Ak düşer o an katran karası gözlerine
büyütür gölgesini uçsuz dehlizin
Bana kalan o kutsal sandığın içindeki kalıt
Her önüne gelene masallar anlatıp durur
Seni yaşatırken izinden izler bırakmayan yapıt
Sokaklardan ayak çekişimle kudurur
Şöhret ve şan, en cilâlisından kalpte bile kibirle parlar
Ruhun ,sancılar içinde kalırda umursamazsın
Göz ,dil ,kalp ,akıl her tarafın kör .kör ve sağır
Işte vaktim nefes nefese ölmek telâşındadır
Yalnız insan mı, ya çorak toprak, kurumuş onca fidan
Merhametten arınmış ufkun sanmam ki umuru
Bu harap bu ıssız bu yıkık ve terk edilmiş cihan
Saraylarda yaşıyor artık mütevaziligin gururu
Bil ki seni anmakla kurulacak cennet
Ayaklarımın altında bozulmuş bir bağdır
O bağ ki günahkarların kalbinde cinnet
Yalnız bereket sunan iğrenç bir mekandır
Bu sonsuz bereketinde gelecek bak sonu
Bitecek elbet süleymanca zorsa , kulca basit
Kapat perdeni bu güneşin iğrenç oyunu
Gölgeler katlime bulamayacak kasıt
Hür ve bağnaz dilimdeki dünyevi rahim,
Kurban verilirken son kez dalkavuk pazarında
Nemrut olmak isterim belki ,ya sen ibrahim
Sevgi ve nefret kime düşer kimin nazarında
Melisa dirhem dirhem çürüyen güzel yüzün
Beni de minnet ettir mi bilmem süslü dualara
Şu saatten sonrası ya mutdur bize ya hüzün
Doğum günün kutlu olsun yazılmalı mezarlara