BÜYÜKLERİN MASALLARI
Dünya Sindirellanın ayakkabısı altında ezilmiş
O zamanlar hiç bir kız pamuk prenses değilmiş
Gökten üç ayva düşmüş üçünude cadı yemiş
Keloglan bir zamanlar bildiğin rapunzelmiş
Padişahın üç kızı olmuş üçünunde beş atı
Alice'e tapulanmış Ankara otagarı
Dedem korkut anlatır buralar hep bağ imiş
Doğrucu Davut ile Pinokyo çok iyi arkadaş imiş
Yedi dev toplanmış girmişler bir danaya
Karlar kraliçesi yazlıgı vermiş kiraya
Don kişot babasının yanında sakar bir terzi imiş
Çizmeli kedi çarşıda eskiden terlikçi imiş
Kibritci kız ile cakmaktaş amca ile yigendi
Hansel ile grathel hergün etli ekmek yerdi
Kırk haramiler nüfusa kayıtlı değildi
Kırmızı başlıklı kızı derler ki örgücüler yedi
Alaattinin sihirli lambası aslında digitaldi
Nasrettin hoca Akşehir'e derler ki Mars'tan geldi
Parmak kadar kızı guliver niye azarlamış
Altın yumurtlayan tavuğu çilli horoz pazarlamış
Derlerse bana nerden uydurdun sen bunları
Çocukları kandırmasın diye büyüklerin masalları
25 Kasım 2017 Cumartesi
24 Kasım 2017 Cuma
OLMAYAN BİR ZAMANDA
Nasrullahta içtiğim bir avuç suydu adın
Gözleri zeytuni
Yüreği asrı saaddetten kalma
Her giden döner derler buraya
Her dönen gideni arar burda
Ben
Bir kalp taşırım zulamda
Sen
olmayan bir zamanda
Eskilde bir günebakandi adın
Gözleri zeytuni
Gülüşü cennetten kalma
Yağmur sen olurdun burda
Bereket ,her gün seni ummakla
Ben
Bir kalp taşıyorum zulamda
Sen
Olmayan bir zamanda
Çatak da soğuk bir kış günüydü adın
Gözleri zeytuni
Kızıl saçları güneş kızlarından kalma
Her gelen özlerdi burda
Her giden özlenirdi burada
Ben
bir kalp taşıyacağım zulamda
Sen
Olmayan bir zamanda
Sarıyahşide bir gurbetçi eviydi adın
Gözleri zeytuni
Güzelliği zuleyhadan kalma
Tarlalar hasret kokar burada
Toprağa dönmektir dönmek vatana
Ben
Bir kalp taşıdım zulamda
Sen
Olmayan bir zamanda
Memleketimde bir türküydü adın
Gözleri zeytuni
Sesi çocukluğumdan kalma
Evvel sen olurdun burda
Ahir ,senden ayrı kalmakla
Ben
Bir kalp taşımıştım zulamda
Sen
Olmayan bir zamanda
15 Kasım 2017 Çarşamba
SEN VE BEN OLMAYAN NE VARSA ARTIK
Dünyanın herhangi bir köşe başına yüzünü sakladım
Ayrılıp ayrılıp geldim kendimden
Açla ekmek hallaçla pamuk gibi
Sen ve ben olmayan ne varsa artık
aşk ve ölüm misali
hayata dair
Buydu bütün bildiklerim
Süslü dükkânlar arasında buldum kendimi
çocuk düşleriydi heryerim
Gizli cebimde en tatlı gülüşlerim
Utanmadan baktım orda sana
Giydiğim yamalı bir kostümdün oysa
Tükendim dağ başlarında bahar beklerken
Kimsesiz bir yurt çocuğu şefkat beklerken
Yoktun her şiir başında adın beklerken
Tutundum umuda
bir örümcek ağına düşer gibi
Beklemeye dair
yağmurla bulut toprakla fidan gibi
Sen ve ben olmayan ne varsa artık
Yazdıklarının inkarcısi değilken gözlerim
Kahramanını öldüren katil oluyordum her sabah
Yoksul ayaklarım yorgun
kırılgan gururum taşlar altında kalırken
İçimin acıyan her yanıydın sen
Dua kapısındaki sözler arasında
Dik yokuşların eğik yamaçlarında
Ansızın mutluluk dileğim oluyordun
Bildiğim yabancı bir isim değildin oysa
Yaratana dair
Bülbül ile gül çocuk ve şeker gibi
Sen ve ben olmayan ne varsa artık
İlkbahar sesinde nefesim olurken
Kuşlar kadar özgür oluyordum
Göklerde ve yerde olmayan her ne ise
Üzgün gençliğimin sızılarıni alıp
Göç ediyordu dünyadan
Damarda kan limanda gemi misali
Yaşatmaya dair
Nuhtan geriye kalan tufanım ben
Şimdi bambaşka alemlerin efendisi oldunsa
Kurduğun düzenden değil midir bu
Seni aramak cümlelerin neresinde bilmem
Köşe başında sakladığım yüzün buysa
Ancak bana mı küsecek kalbim
Ancak bana mı sitemler durup dururken
Allahla kul can ile canan gibi
Sen ve ben olmayan ne varsa artık
Sevmeye dair
Kısacık bir ömürdüm oysa
Bir masal kadar garip
Yırtılan sayfalar gibi kayıp
Kime ait bilmeden silinen anılar gibi
Çıkmaz bir sokak aradım bunca yıl
Elbet bana dönerek bulunmayacaktı
Anladım çözülmeyecekti sır
Geçen zaman mıdır insan
Yoksa zamanımı geçmiştir insanın
Cevabını bulursam eğer
Kendime ait
Tırtılla kelebek közle ateş misali
Sen ve ben olmayan ne varsa artık
Birbirimize dair ....
Dünyanın herhangi bir köşe başına yüzünü sakladım
Ayrılıp ayrılıp geldim kendimden
Açla ekmek hallaçla pamuk gibi
Sen ve ben olmayan ne varsa artık
aşk ve ölüm misali
hayata dair
Buydu bütün bildiklerim
Süslü dükkânlar arasında buldum kendimi
çocuk düşleriydi heryerim
Gizli cebimde en tatlı gülüşlerim
Utanmadan baktım orda sana
Giydiğim yamalı bir kostümdün oysa
Tükendim dağ başlarında bahar beklerken
Kimsesiz bir yurt çocuğu şefkat beklerken
Yoktun her şiir başında adın beklerken
Tutundum umuda
bir örümcek ağına düşer gibi
Beklemeye dair
yağmurla bulut toprakla fidan gibi
Sen ve ben olmayan ne varsa artık
Yazdıklarının inkarcısi değilken gözlerim
Kahramanını öldüren katil oluyordum her sabah
Yoksul ayaklarım yorgun
kırılgan gururum taşlar altında kalırken
İçimin acıyan her yanıydın sen
Dua kapısındaki sözler arasında
Dik yokuşların eğik yamaçlarında
Ansızın mutluluk dileğim oluyordun
Bildiğim yabancı bir isim değildin oysa
Yaratana dair
Bülbül ile gül çocuk ve şeker gibi
Sen ve ben olmayan ne varsa artık
İlkbahar sesinde nefesim olurken
Kuşlar kadar özgür oluyordum
Göklerde ve yerde olmayan her ne ise
Üzgün gençliğimin sızılarıni alıp
Göç ediyordu dünyadan
Damarda kan limanda gemi misali
Yaşatmaya dair
Nuhtan geriye kalan tufanım ben
Şimdi bambaşka alemlerin efendisi oldunsa
Kurduğun düzenden değil midir bu
Seni aramak cümlelerin neresinde bilmem
Köşe başında sakladığım yüzün buysa
Ancak bana mı küsecek kalbim
Ancak bana mı sitemler durup dururken
Allahla kul can ile canan gibi
Sen ve ben olmayan ne varsa artık
Sevmeye dair
Kısacık bir ömürdüm oysa
Bir masal kadar garip
Yırtılan sayfalar gibi kayıp
Kime ait bilmeden silinen anılar gibi
Çıkmaz bir sokak aradım bunca yıl
Elbet bana dönerek bulunmayacaktı
Anladım çözülmeyecekti sır
Geçen zaman mıdır insan
Yoksa zamanımı geçmiştir insanın
Cevabını bulursam eğer
Kendime ait
Tırtılla kelebek közle ateş misali
Sen ve ben olmayan ne varsa artık
Birbirimize dair ....
14 Kasım 2017 Salı
SEVDAYA DAIR
Şimdi kapanır perde
Kırılır gümüşlük
Aklıma gelir
olmayacak şeyler
Sonradan olsa
bilirdim oysa
Sevdaya dair bu kadar
Ellerim titrer
kalbim tutuşur
ötesi yok anlatamam
Yılların gerisinde
sesini duyduğum o gün
bilmezdim böylesi
Aşk yalan
Şimdi kapanır kapı
Kırılır şamdan
Aklıma gelir
olmayacak şeyler
Sonradan olsa
bilirdim oysa
Sevdaya dair bu kadar
Gözlerin yaşlı
dilinde adım
ayrılalım demiştin
kimse üzülmeden
Yılların gerisinde
nefesim nefesinde
sevdaya dair
bilmezdim böylesi
Aşk yalan
Şimdi kapanır perde
Kırılır gümüşlük
Aklıma gelir
olmayacak şeyler
Sonradan olsa
bilirdim oysa
Sevdaya dair bu kadar
Ellerim titrer
kalbim tutuşur
ötesi yok anlatamam
Yılların gerisinde
sesini duyduğum o gün
bilmezdim böylesi
Aşk yalan
Şimdi kapanır kapı
Kırılır şamdan
Aklıma gelir
olmayacak şeyler
Sonradan olsa
bilirdim oysa
Sevdaya dair bu kadar
Gözlerin yaşlı
dilinde adım
ayrılalım demiştin
kimse üzülmeden
Yılların gerisinde
nefesim nefesinde
sevdaya dair
bilmezdim böylesi
Aşk yalan
1 Kasım 2017 Çarşamba
DÜŞÜNDÜKLERIME DAİR
Ayaklarımın altında yaşam kırıntısı
Lazarustan beri diriliyor bulgular
Kime söylesem çekinir olmuş
Uhrevin içinde evreni duygular
Buhranlarımda uykuya dalan nefesler
Asırlardır hep aynı şarkıyı söyler
Çemberim daireden bozma kutuplar
kulaktan duymadır bütün bildiklerim
Olgular yanılgıya düşmeye mahkum
En son şiirini yazarken ruhum
Dalgıçlar dehlizlere işlesin hücum
Rotasız gemilerim limanda duygun
Kimle kavgalı beynimdeki zındık
Vur ki açılsın diyor mahremin yeri
Aynalar kırılgan kitaplar yırtık
Düşünceler benden bir adım geri
Aynı sanıyla bulduğum tespit
Bozulur evvelden uydugum akit
Şimdi bambaşka doğrular arar
Kendi zamanından sıyrılan vakit
Yazgiyla pervasız ,düğümle sicim
Kanunlar hasta karunlar olmustur hekim
Var ile yok arasındaki olası yerim
Kendi benliginde senler arıyor
Dostuma sır olur sırrıma halil
Kuvvetten ötedir ,vicdandan celil
Huzurdan zengin ,kibirden sefil
Kendi katlime bulduğum delil
Hangi veya varki cümlesine ben kadar bağlı
Aklım ikircik içinde bir büyük kaygı
Önce sev dedi dilim sonrası saygı
Her şiir benden bir şey çalıyor
Ayaklarımın altında yaşam kırıntısı
Lazarustan beri diriliyor bulgular
Kime söylesem çekinir olmuş
Uhrevin içinde evreni duygular
Buhranlarımda uykuya dalan nefesler
Asırlardır hep aynı şarkıyı söyler
Çemberim daireden bozma kutuplar
kulaktan duymadır bütün bildiklerim
Olgular yanılgıya düşmeye mahkum
En son şiirini yazarken ruhum
Dalgıçlar dehlizlere işlesin hücum
Rotasız gemilerim limanda duygun
Kimle kavgalı beynimdeki zındık
Vur ki açılsın diyor mahremin yeri
Aynalar kırılgan kitaplar yırtık
Düşünceler benden bir adım geri
Aynı sanıyla bulduğum tespit
Bozulur evvelden uydugum akit
Şimdi bambaşka doğrular arar
Kendi zamanından sıyrılan vakit
Yazgiyla pervasız ,düğümle sicim
Kanunlar hasta karunlar olmustur hekim
Var ile yok arasındaki olası yerim
Kendi benliginde senler arıyor
Dostuma sır olur sırrıma halil
Kuvvetten ötedir ,vicdandan celil
Huzurdan zengin ,kibirden sefil
Kendi katlime bulduğum delil
Hangi veya varki cümlesine ben kadar bağlı
Aklım ikircik içinde bir büyük kaygı
Önce sev dedi dilim sonrası saygı
Her şiir benden bir şey çalıyor
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)