6 Ekim 2017 Cuma

    SAIRE  SANA VE SIIRE DAIR

Ne zamanı  şimdi eskiden bir dem almanın ,
 ne de  zamanı  bir demlik hatıranın
...
Bazen  şiir kitaplarında ararım seni
Aşk  deyince ansızın donar dilimde kelimeler
Yüzyüze baktığım yüzler olursun
Ve ne demekse kadir kıymet bilmek
Kendinden hayatlar  uydurursun
Şair olmak için ne olmak  gerek ?

Beni bilirsin, yazarım durduk yere
Cümlelerin en gizli yerine koymuşken adını
Bir şeyler yitirilirmiş  bir şeylerin  içinde
Bulsam  kaybetmem elbet  keşkeli günlerimi
Bulsam ,sımsıkı  tutarım ellerini
Bulsam, sarıp  sarmalarım seni
Allah'tan  saklayacak hazinem olursun bulsam

Kalbim telaşlanır şiirim oldugun zamanlar
 kabullenmek istemem sözcüklerimi
çekerim hislerimden hislerini
bitsin isterim artık herşeyin
Kilitlerim, tutsak kalır  benimle  hülyalarım
Derinlere dalmadan çıkamam  bilirsin
Geceleri uyuyorken  gözlerimde gözlerin

Kendinden gelmezsin güzel olan her ne isen
hep ayrı ayrı  hüzün takarsın peşim sıra
Birbirine dost olur gönül  kırıklarım
Karartır  başkalarının  günlerinide günlerim
Sonra şiir okurum kime ait bilmeden
Elaydı  gözleri ,belki yeşil belki de siyahtı  derim
Belki kumraldın , belki sarışın belki esmerdi tenin
Hatırlamak  istemem istediklerimi

Geçiyor işte  bir an ,bir gün,  bir zaman daha
Yiten benim, giden benim, biten ben
ne koyarsan  koy adımı benim ben
Sen yeşil konak kapısına küçük bir gülüş için geri gelmeyeceksen eğer
Ve elim utanarak değmecekse o eylül günlerinde eline
Gözlerin  bakmayacaksa gözlerime sıcak mı sıcak
Düşünürüm
sonsuzsa cennet yada cehennem
Ve
sen cennetim degilken
Ben cehenneminsem

Son bulur oyun kapanır perde
Şair  ve sen ,damla damla düşerken yere
.....
        BANA VE BENİM OLANA DAIR

Anlamsız  insanlar  yoksunluğu peşimde
 Huzurlu sokağı olmayan bu şehrin  ıssız yerlerinde
Göçebe  bir kuş gibi   diyardan diyara
  herseyden kiymetli bildigim gurur taşıyorum

Içimi açarım görünmeze 
ellerim kırılır, ateşe  düşer  kirli  ihtiraslarım
her tarafta baska baska  güzellikte uzanan soğuk  uçurumlarım
belki  de boğulur   diye
 bütün benligimde gizledigim o çirkin  fitrat
Öteden beridir duyduğum savaş çığırtkanlığına gebe kalır kainat

Korkarak adım adım kaçarım.  lambalardan ve  aydan
Arkamda tanımadığım hükümlü  hükümsüz    ayak seslerin
Yaklaşıyor  belki  yakın belki uzak yollardan 
Sürgün  kibir kabilesinden kusursuz insanlarım

Her şeye itiraz eden var ya şimdi  suskunca kabul bekler
 ecel doguma yaklaşmanın zamanında
bırak  duygun kalsın geceler
Ölmek  hangi dilde kolaydı bana  konuşmadan kim anlatır
Yaşamak diyorsun üstat
 kör kapılara anahtar aramak mıdır?