SAIRE SANA VE SIIRE DAIR
Ne zamanı şimdi eskiden bir dem almanın ,
ne de zamanı bir demlik hatıranın
...
Bazen şiir kitaplarında ararım seni
Aşk deyince ansızın donar dilimde kelimeler
Yüzyüze baktığım yüzler olursun
Ve ne demekse kadir kıymet bilmek
Kendinden hayatlar uydurursun
Şair olmak için ne olmak gerek ?
Beni bilirsin, yazarım durduk yere
Cümlelerin en gizli yerine koymuşken adını
Bir şeyler yitirilirmiş bir şeylerin içinde
Bulsam kaybetmem elbet keşkeli günlerimi
Bulsam ,sımsıkı tutarım ellerini
Bulsam, sarıp sarmalarım seni
Allah'tan saklayacak hazinem olursun bulsam
Kalbim telaşlanır şiirim oldugun zamanlar
kabullenmek istemem sözcüklerimi
çekerim hislerimden hislerini
bitsin isterim artık herşeyin
Kilitlerim, tutsak kalır benimle hülyalarım
Derinlere dalmadan çıkamam bilirsin
Geceleri uyuyorken gözlerimde gözlerin
Kendinden gelmezsin güzel olan her ne isen
hep ayrı ayrı hüzün takarsın peşim sıra
Birbirine dost olur gönül kırıklarım
Karartır başkalarının günlerinide günlerim
Sonra şiir okurum kime ait bilmeden
Elaydı gözleri ,belki yeşil belki de siyahtı derim
Belki kumraldın , belki sarışın belki esmerdi tenin
Hatırlamak istemem istediklerimi
Geçiyor işte bir an ,bir gün, bir zaman daha
Yiten benim, giden benim, biten ben
ne koyarsan koy adımı benim ben
Sen yeşil konak kapısına küçük bir gülüş için geri gelmeyeceksen eğer
Ve elim utanarak değmecekse o eylül günlerinde eline
Gözlerin bakmayacaksa gözlerime sıcak mı sıcak
Düşünürüm
sonsuzsa cennet yada cehennem
Ve
sen cennetim degilken
Ben cehenneminsem
Son bulur oyun kapanır perde
Şair ve sen ,damla damla düşerken yere
.....
6 Ekim 2017 Cuma
BANA VE BENİM OLANA DAIR
Anlamsız insanlar yoksunluğu peşimde
Huzurlu sokağı olmayan bu şehrin ıssız yerlerinde
Göçebe bir kuş gibi diyardan diyara
herseyden kiymetli bildigim gurur taşıyorum
Içimi açarım görünmeze
ellerim kırılır, ateşe düşer kirli ihtiraslarım
her tarafta baska baska güzellikte uzanan soğuk uçurumlarım
belki de boğulur diye
bütün benligimde gizledigim o çirkin fitrat
Öteden beridir duyduğum savaş çığırtkanlığına gebe kalır kainat
Korkarak adım adım kaçarım. lambalardan ve aydan
Arkamda tanımadığım hükümlü hükümsüz ayak seslerin
Yaklaşıyor belki yakın belki uzak yollardan
Sürgün kibir kabilesinden kusursuz insanlarım
Her şeye itiraz eden var ya şimdi suskunca kabul bekler
ecel doguma yaklaşmanın zamanında
bırak duygun kalsın geceler
Ölmek hangi dilde kolaydı bana konuşmadan kim anlatır
Yaşamak diyorsun üstat
kör kapılara anahtar aramak mıdır?
Anlamsız insanlar yoksunluğu peşimde
Huzurlu sokağı olmayan bu şehrin ıssız yerlerinde
Göçebe bir kuş gibi diyardan diyara
herseyden kiymetli bildigim gurur taşıyorum
Içimi açarım görünmeze
ellerim kırılır, ateşe düşer kirli ihtiraslarım
her tarafta baska baska güzellikte uzanan soğuk uçurumlarım
belki de boğulur diye
bütün benligimde gizledigim o çirkin fitrat
Öteden beridir duyduğum savaş çığırtkanlığına gebe kalır kainat
Korkarak adım adım kaçarım. lambalardan ve aydan
Arkamda tanımadığım hükümlü hükümsüz ayak seslerin
Yaklaşıyor belki yakın belki uzak yollardan
Sürgün kibir kabilesinden kusursuz insanlarım
Her şeye itiraz eden var ya şimdi suskunca kabul bekler
ecel doguma yaklaşmanın zamanında
bırak duygun kalsın geceler
Ölmek hangi dilde kolaydı bana konuşmadan kim anlatır
Yaşamak diyorsun üstat
kör kapılara anahtar aramak mıdır?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)