29 Mart 2017 Çarşamba

         TEMENNI

Suyumu bulandırma benim
Çöpten gemilerimi çoktan yaktım
 dilekçe yaz varsa bir maruzatın
Muhattap olmaktan usandım

Anadilimde bir cennet istiyorum senden
Katran karası gözlerinde kurulmuş olsun
Mevsim hep ilkbaharda kalacak ancak
Yaz kış yok ,haberin olsun
Başka söze lüzum yok
Olursa dediklerim
Çağır beni ,yerim belli
Olmazsa canın sağolsun azizim
Benimki  temenni....

28 Mart 2017 Salı


      HAZIRAN GEBEDIR HUZNE

Güvercin gözlerinde hasreti gördüm
Mektup yazacak kadar okuma bilseydim
Güvercin gözleriyle oku ve yaz derdim
Sen günlerin uzadığı bir zaman
Gitmek istedinde mi gittin
Haziran o gün bugündür gebedir hüzne
Haziranda doğup ölmek üzere ...

ayrılık  türküsü  çalarsa radyoda
 tütün zamanı sarmışsam    sigaramı
Toprak sen kokar toprak yüzün
Toprağa sarılırım toprak olurum büsbütün ...

Çocuklarda bulurum bazen  mutluluğu
Beni de alsalar cocuklar  yanlarına
Yaklaşsam yakınlarına bende varım desem
Analar yavrularına kızarken neden bakarlar bana
çıksın gözün ,kurusun ocağın, kırılsın soyun
Beddua bana uğrar,   bende yok olursun ....

Geriye göz yaşım kalır aklımın hezeyanı
Kaçarım bir kenara durup durup ağlarım
Hani öksüzler  padişahı gelse de bulsa beni
Dese ki yakındır kavuşman
Sarılırım boynuna hele bir daha de
hele bir daha de
Sonra  en alasindan bir tokat vurur vakit
Yüzün kapanır yüzüme

Analar yavrusuz yatar mı rahat?
Kapanır mı gözleri yastığa başını kor komaz
Aklına gelmez mi acep geride kalan
Hiç kimselere sormazlar mı sevdiklerini
Hani yufkaydı yürekleri
Hani yufkaydı yürekleri

Haziran gönlümde gebedir hüzne
Haziranda doğup ölmek uzere....

27 Mart 2017 Pazartesi


DENIZE SIIR


I....
Kanadında kuş taşısın diye kelebek
Öbek öbek parçalara bölündü gökkuşağı
En son  rüyamda
Bir yaz günüydü papatya bana
Hey  dedi sevmiyorki seni
Benim canımı acıtman neden
Korktum yada utanır gibi oldum ondan
Açtım defterimi
Tuhaf işte papatyaya şiir yazdım
Gönlünü alırım belki
Sevmiyor seni dedi ama olsun
Ey papatya
yalnız senin mi canın yandı
Sanıyorsun

Neyse geçen gün
Aynı kelimeye takılıp durdum
Ne olduğunu söyleyemem
Yüzüme bir kaç defa su vurdum
Hatırla dedim sonra
koydu  geçti beynim
Ben olmayan her şey senken
Sen ben olmayanı seçtin
Üzülmedim dersem
En okkalı yalan

Konu yine dağıldı
Hep böyle oluyor son zamanlarda
Başka bir şey anlatırken
Baska bir şey anlatmış oluyorum

İşin özü şu
Sen uzak  yerlerde uyurken
Bilir misin  gece koynuma girer bazen
Masal okur bana
Tatlı değil sesi ninnide bilmez ama
Olsun
Bir de iftira atmasa
Güzel şey aslında
Ben mutlu sonlar istermisim
Öyle der
Yalan
Vallahi yalan
gece uyduruyor bunları
Allah beni korusun ondan

Geçen gün düş yerimde
Deniz görmemiş bir memleketin çocukları
Denizi yazmamı istedi benden
Deniz kabuğu geldi aklıma ilkin
Bilmiyorum neden
Kulağımı dayadim musluğa
Inanmazdın duyduklarıma
Hayret musluklar ne çok şey bilirmis oysa ...

II...
Denize dair şiir

Gökkuşağı kırmızısı akşamda
Çeker teknesini koca  Reis
Ben komşusu aç gezen adam
Oltamı atarım boşluğa  kısmet derim
Sonra en derinden bir balık gülümser bana
Çek oltanı burdan
Ne sundunki bize
Ne alacaksın bizden...
Şiir yazıyorum size desem
Olmazdı herhalde
Öyle gülumsesene
Deli demek yakışıyor bana....

Yüzme bilirseniz gençler sarosa gidin
Maviligin en tatlı tınısı orda
Ve rakı kokusu insansi bir tat
Başka dünyada olsaydı yerimiz
Ne bileyim avrupa belki kara kıta
Benim yazgim mı talihim mi ne
Hep ortada kalmışlığıma sebep aramak
Çocuklar istedi diye
Denize şiir yazmak
Zor iş be dostum
Kıyılarda  hangi rüzgar eser bilmem
Hangi koyda sular serin  olur
Balık isimleri say desen
Üçü beşi geçmem
Sahilde açmadım gözlerimi
Mehtap gelgit ancak kulaktan duyma
Sonra rakida içmem sen olmayınca
Ama bir  nefesle alabora olurum
Ne demekse gayri muhkem
Deniz mavi , sahil sicak ve şiir
Sen ve bende olsa olurdu   şüphesiz
Memleket çocukları azizim
Memleket çocukları
Bozkır ve deniz
Siz  bilirsiniz....



21 Mart 2017 Salı

       INSANLIK UZERINE
insanoğlu hin insanoğlu cin
Insanoğlu hain mi hain

Bağırdı çağırdı
Kimseler gık demedi
Gözleri doldu, sinirlendi
Dışarı atacaktı kendini
Beceremedi
Başı döndü göğsü şişti
Olduğu yere düştü
sizladı kolu, ağrıdı bacağı ,incildi beli
umrunda bile değildi
doğruldu
arkasına hiç  bakmadı
Yürüdü gitti

Insanoğlu hin insanoğlu cin
Insanoğlu hain mi hain

Hak dedi hukuk dedi
Boğazı düğümlendi
Içi içini yedi
Ağlasa  olmazdı
Saysa, sövse , bağırsa yeri
Vicdanlar cüzdanlara teslimdi
Helal olmasın
Zehir zıkkım  olsun
Allahından bulsun dedi
Yürüdü gitti

Adamdı yitti
adamlık  bitti

             BILESIN

Cezaların aslını kopyalayıp
hükmünü damgalayan zindan
Genç adamlar götürdü boynundaki ipliğe
Hücreler boşaldı ,geceler niyetten yılgın
Fi zamanından kalma mendebur
Kıstı gözlerini, kalemi kırdı vurgun
Prangalardan korkan cussem küçüldü
Avuç avuç ağladı toprak
Utandi uzun yol yolcuları
Beddua  silsile yoluyla zamana geçti
Dimagim çatladı, uzvum şekilden şekil biçti

Üzüm bağlarının kokusu şimdi
Mevsimin başı, eylül gülümsedi
Genç bir adam sehbayi tekmeledi
Ey mukaddes emanetin bekçileri
Gölgesinden korkan eşsiz mahluklar
Acılarım silindi, nefretim depreşti
Yüreğimin muskasini kopardim
Duası eksik kalsın susanin
Şimdi kendi ecelimi kendim çağırdım
Bul bakalım beni koyduğun yerdemiyim
Ellerimde kan cicegi
Mezar taşlarına gel beraber
el fatiha diyelim

Şükela gayrisi vasat değil
Beşeri bir mutlak ,hak yemeden olacak değil
Kuşun korkusu içimde büyüyüp duran
Boynumda asker  nizami ,
olacak düzen değil

Insan doğumdan once yaratilmis ya
Gunes dogmadan gun doğacak sandim
Vardığım göçebe çadırında bir çocuk
Saraylar ağanın beyin olsun dedi
Şimdi kim itiraz edecek bilir misin
Bu görgüsüz  düzen al senin
Insan ölmeden ölmez bilecek misin

Hu demekle bulunmaz dedim diye allah
Secereme alem nifak koyacak
O şairin son cümlesini çizdim oysa
Gelmez yazgimi bile çağırdim
Not düşün intiharlara ey halk
Insanın kaderidir insan eliyle yanmak

Üsür gece nöbetlerinde huzurum
Enkebit üstüme üstüme gelme benim
Bogulurum
Suçum seni  yazmak mi adını bile bilmediğim
Zannedersin bağışlanmak dileğindeyim
Çarmıha gersende hos ,elbet  bilinir
Peygamber soyundan gelmediğim

Çam kokulari içinde gövdemi kaz neyleyim
Bozkır çocuğuyum ben bilmez misin
Yer kaplarsa  yeraltında  naciz bedenim
Ufkunda bir boşlukta bana aç  isterim

Hüzün o beyaz saçlarımdan kefenler bicsin
Dükkanlara yazılsın ölüm haberim
Yolun açık olsun desende yeter bana
Vurulsun boynum ,kesilsin dilim
Heyhat mutsuz da değilim
Şairin ne ilk ne son cumlesiyim
Bilesin.......
 

BU SABAH(ÇOCUKLAR IÇIN)

Bu sabah karanfil gördüm
 başka başka ellerde
bir adam selam verdi bana
gülümseyen gözlerle

 Simit satan cocuklar
Martıları doyurdu
Köşe başındaki esnaf
Çay içmeye buyurdu

Ne güzeldi güneş
Ne maviydi gökyüzü
El eleydi insanlar
Işıl ışıldı deniz  üstü

Bir rüya değilse bile
Bir hayaldir benimki
umut verin çocuklar
Mutlu olurum  belki

20 Mart 2017 Pazartesi


BENI DUYUN


Kubbe-t-ül  arzdakiler
Beni duyun
Ben bir acizim
Beni bulun
Kapınıza kadar gelemem
Gururluyum

Dışlar  beni en muhtaç   gecemde bile
gamdan  kurulu süslü   mabed
Aklıma  hücum eden cinnet
ayaklarıma engel  olur  elbet
Gidemem
Bilmez miyim zannedersin
düşündüğüm şeyler beni  yakacak
 sen ki  yakmadığını farzet
 Ne değişecek

Düşündükçe   uzaklaşan sevgilimin  kederli  gözleri
Yorgun bir kuş gibi  geceleri gelip pervazıma konsa
Ben rahmetten yoksun yüzümle bakamam  ona
Beni ancak aynalar anlayacak

Yaşam denilen uzun ,soğuk  ve sessiz  süre
ellerimde pek çok  insan yarası bırakacak
kalbim katran karası kadar koyu  lekesiz
Kendimi inkar etmem bilirim
Ismim yokuş aşağı yuvarlanıp giderken
Bir şey  en olmadık zamanda gelip  beni bulacak
Yüzüm solgun, bakışım donuk ,rengim  soluk
Nefesim yok
Maziden kalma hislerime anlam yüklemiştim
Önemi yok
Bana güneşten ışık sunma istemem
Seninle aynı ateşte
Yanmak ve tutuşmakdı   niyetim
Aydınlık ve sıcaklık buydu benim için
Ötesi yok
Mezar taşıma  dualar  arz edilsin
Affim üstüne
 Demem Amin
Nefesim  beni itelesin dursun
Git ve  bul  ,kabul et ve eğil
Pişman mıyım?  değil
Aradığım sensin  aradığım değil

Kendimi anlatmak mı?  kendimde  bilmiyorum
Uçurum içinden uçuruma  sürükleniyorum
Beni tut demem kimseye
 beni koru demem
Sana ait olani senden istemem
Dilim hiç bir lisana dönmez
Sana söz söylemenin manası nedir
Sözcükler dilden çıkar mana nedir  bilmez
Kabul etmem vaadini  dost
Şartların zor, cezansa ağır
Gözlerimi kör ediyor mantığım
Aklım  sağır
Tevekkül bekleme benden ne olur
Cennet  benim değil  cehennem hep kahır

Kubbe-t-ül  arzdakiler
Lütfen beni duyun
Ben bir acizin aciziyim
Beni bulun



















 

16 Mart 2017 Perşembe

KEHRIBAR

Yüreğim sol
İşgal  altında günlerim
Düşlerim vakit doldu, istersen  sol
Yok hükmünde zaten söylediklerim
Ötesi uzun, gerisi  bozuk
Hükmü   ağır , yolu  dar
Kehribar kır  tesbihimi benim
Kimim var

15 Mart 2017 Çarşamba



        KARDELEN

Bezden bebeklerin gözyaşları olsaydı
en çok sana ağlarlardı

Vehim
Lakin his de  değil bu
Tozlanmış    bir beden içinde
Saklıydı    güzelliğin
Kaybettim
Adın dar ağacında   sallanırken
Haykırmadı  insanlar
Sustular
Şimdi
O mühürlü dudaklardan duyduğun  şarkılar
Korkular bittikten sonra
Senin üstüne  adanan
Hepsi sahte hepsi yalan
Geçici avuntu ...
Ben sana kolay kolay anlatamam
Geriye kalan nedir diye soruyorlar  bana
Bir avuç hüzün ,o  benim bırakamam
Hercai olmuşken  adım
Gülme
Seni savunacak  değilim
Ama bilmeni isterdim
 Vahim
Müjdeci sandığın güneşin
Beni de aldattı  çiçeğim
Adın kardelen heyhat
Gün gördün bahar  görmedin...







.



 

1 Mart 2017 Çarşamba

      BENDEN MIDIR

Yüzüne vuran gam ı hüsran benden midir
Bilmeden gıyabında kusur olan söz mu ettim
kutsal burcun tepesinden büyüktür aşkım
Insanı  kemiren kibir söyle  benden midir

Ben ki çemberin dışında içinden  memnun
Ben ki dilinden tatlı  bir söz duymamış
Gün ışır   gün agarır gün ki  güne bağlanır
Güne  düşen   gölge  söyle  benden midir

Ben ki nar i beyza olup  kora düşen  yalım
Pervane olduğumu sen bilmez misin
Gulistan ilinde ben garip sümbül
Bülbül gülünden olsa söyle benden midir

Ben ki kenan ilinde kör bir kuyuyum
Yusuf evinden olmuş sen bilmez misin
Ben ki çölde kaybolmuş kimsesiz  yetim
Gönül erinden olmuş söyle benden midir

Sen zuleyha yüzlü, gonca gülden  güzel
Ben utancından yerlerde sürünen mahluk
Var yok yer gok her şey senindir
Şiir sözünden olsa söyle benden midir





SANA VE BANA DAIR


Gözlerim bir telaşın ötesinde
 durmadan ve düşünmeden sana bakıyor görebildiklerim ancak  bu kadar
 bir başkasının benden
 daha çok gördüğünü  söylediğin zaman
 ellerim korkak bir kuş gibi kibirli
 uzaklaşıyor ordan
Gidiyorum

cümleler  içinde en şair olani sensin
 ve benim onca kelimelerim bir sen etmiyor uzakta olman ve unutmam için
kendi hafızamda pek çok şey siliniyor
aşk yalnız esarette güzel derken düşünür
kendi teslimiyetimle sana koşuyorum
 içim dışım soyut
 anlatıyorum 

 dünyanın bütün karmaşasından sıkıldım
 basit ve gerçek olan ne varsa benim olsun
 çok şeyde  seni görüyorum
ellerimde gül ,masamda kitap ,dilimde şarkı oluyorsun
 tekrara düştükçe  azalıyor  insanlar
etrafinda bir yer arıyorum
 ben var oldukça varsın diyor dudakların
Ondan geriye doğru sayıyorum
Bitiyor wertherin acıları
bende başlıyor mektuplar
Okuman için değil belki
 içimden atıyorum içimdekilerini
Takvimler senin haline göre değişiyor
Ve masallardan cinler buluyorum
her şey senindir
Görüyorum

Bir duanın  kölesi olurken sema
Ansızın gözlerinden  yaşlar süzülüyor
Gitmek ve kalmak arasındaki  ikilem
Ayağımı sıkıyor
Nefesim kesiliyor nabzım sıfır
Bir öpücük için uyuyor bedenim
Ne hazindirki kendimi kandırmam kolay
İnanılması  mümkün mü  benimsin
Hangi hikayenin kahramanı ölüyor 
Sen tavus kuşunu bilir misin
Düşünüyorum

Çemberim sende daralıyor
Renkten renge girsende boşuna
Siyah bir gece ansızın uykuma giriyor
Çemberin içinde kalıyor bütün ömrüm
Yalnızlık senfonisini dinlemek kadar
Zor gelmiyor mu sana  yalnızlığım
Susuyorum

Son kararını beklerken hüküm
Bir şeyler sus diyor
Duyuyorum arkamdan çığlıklar yükseliyor
Kalemin sesi yıldırım gibi düşüyor salona
Ve ansızın kapanıyor perde
Bitiyorum

Daha rolünü bile anlamadan genç adam
Bana bakıyor " ne erken"
 kaç sahne var kendisi bile bilmeden
Rolümü  çalıyor  bir başkası
Oyundan çıktın artık diyor   yönetmen
Gülüyorum

Içime sinmemisti zaten mekan
Neden burda kalayım
Seninle aynı rolü oynamak için
Boşa  geçirdiğim  vakit
Kıymetini gösteriyor bana
Ve başka bahara kavuşmak için
bir yolculuğa çıkıyorum
Seninle aynı günde doğmak  için
Ölüyorum



YESIL YELEKLI KIZ


Saklıyordum saklamam gerekenleri
çocukluğumu değil belki
Gençliğimi

Beyaz badanalı   memleket evlerinin
Üstü başı toz toprak mahallesinde
Medeniyetin azıcıkda ötesinde
Ağır ağır giden  gençliğim
Ütüsüz    gömleklerin içinde
Kırılan onca çilekeş  hevesim
Kumaş boyalı pantolonum
içinde titreyen ürkek  ellerim
Kimbilir kimden kalma laciverte yakın
Yıpranmış yırtık ceketim
Gençliğim....

Sakladım
Bunları size nasıl anlatırdım
anlar mıydınız 
Süper kahraman bile  olsanız
Kaç yazar
Yapamazdınız
Düşleri ölmüş bir genci
Kurtaramazdınız

Gençliğim ilerlerken
Ben geriye doğru adım adım
Her şeye kızgın
Her şey bana karşı
En son sevdiğim kızın bile hayali hayal olmaya başladığı bir zaman
Nerde ve nasıl olduğundan uzun uzun  bahsetmeme gerek yok herhalde
Günümüzün bulma ve bulunma yerinde  görmüştüm onu
Ilkokulda aynı sınıftaydık
Yeşil yelegin vardı senin
Hatırlıyorum
Benim hafızam iyidir
 Çok şeyi unutmam demiştim
O   ise hatırlar gibi yapmıştı
Beni olmasa bile yeşil yelegini galiba hatırlamıştı
Sonra uzaktan uzağa merhaba
Nasılsın  derken
Buluşmuştuk  o zaman memleketin en bilindik buluşma  yerinde yalnız kalmadan
Güler yüzlüydü     sicak ve içten
Belki bu yüzden
Gerekli gereksiz onca şey anlatmıştım
Ama sıkılsaydı    anlardım
ya da bana söylerdi
Geveze olduğumu düşündü o kesin
Yanıldığını söyleyemezdim

Hiç bir şey  saklamıyordum ondan
Gözlerime baksa anlardı zaten
Birazcık hissetti ama hislerimi
kalbimi kırmadı
Aşık oldugumu söyledim  birde
Çocukluğuma verdi
Görmedim ama hissettim
Gülümsedi

Yeşil yelekli kız
Galiba
Ikimizde yalnızdık
Benim pek bir şeyim yoktu
Çocukluk anılarımda  eskidi
Gençliğimi de siz almazdınız
Yalnız
Gözlerinizi isteseydim sizden
Ayıplar  mıydınız 

Çok zaman önce öğrendim
Bir kalp ile bir kalp alamazdınız