17 Şubat 2017 Cuma
YARDIM ET
Çok bilen az yanılır
Az bilen yanılgıdan uzaktır
Içimde bir sey her şeye muhalefet
Iki büklüm hasta beynim
Boşvermekteyim
Defnet beni ya da def et
Ne farkeder
Soracak sualim var
Istemezsen cevaplama
Beklentim yok
Ölmek nefessiz kalmak mı
Sanmam
Yaşamak
Boşluk doldurmak mı
Belki
Yemek içmek sevişmek
Düşünmek dertlesmek
Mücadele etmek
Beklemek ya da sabretmek
Onca gereksiz
Madde ya da ruh
Ne farkeder
Her şey senin
Ben neden ifade etsin
Nedeni yok
Olmak sadece çile
Sonsuzluk var zaten
Bedenden ayrılmak
Keşke yetse
Ruh de ki ölmüyor
Peki onca zaman
Sana inanan
Ne bekliyor
Belli benin sonu
Ama
Aklım almıyor
Eksik kalanim ben
Madem ki
Eksik kalmam isteniyor
Hesabımı ödeyemem
O zaman bırak beni
Borcum borc
İnandım ki
Kalbim kocaman delik
Babadan mirasım yok
Teslim oluyorum sana
Esir doğanın teslimiyeti yok
Mümkündür
beni intihar et
Beni imtihan et
beni inkar et
beni isyan et
Beni intizar et
Beni intizam et
Beni insan et
Her şeyi eden
Her şeye yeten
Benim ben
Istemezsen sustur
Beni defnet ya da def et
Buldum ama gücüm yetmiyor
Biraz olsun yardım et
13 Şubat 2017 Pazartesi
ARAYAN -BULUNAN
gözlerini denize götüren kaptan
aklımı hercai bıraktı gönlüm perişan
vapurdan yükselip çığlığa duran
kulakların o sese içten kapalı
ben kabullenirim elbet susuzlugu
ya ellerimde ki bir avuç deniz kabugu
aklım kendinden beni korusun
deniz diyorum deniz neden kurusun
sonra yüzüme dalgalar vursun
yüzü koyun yatsın suya yorgun tabutum
bir liman fenerinde sönsün umudum
bu gelgit akşamlar aya, suya ve denize
ve el sallayan vefakar bendenize
şarkılar okusun en alasından
bulutlar ağıtlar taksim eylesin
yağmur ki güverteden boşansın sele
yelkene nefesiyle fırtına tutan
kapansin icabında kararan göğün
o sahil boyunca silsin ufkunu
bir dua kadar yakın durduğun
ne desem sabırla bekler ruhumu
belkinin deryasında bekleyen yüzüm
bir kum tanesinde bile bulsam izini
ne çektiğim azap kalır ne derin sızı
seyir defterimden kopan bir yaprak
anlatır elbet bulduğumuzu......
BEKLIYOR
ben ki cehalet düşkünü insan muptezeli
beynimi kaynatan ateş kürüyor
ceryana tutulmus düşüncem asi
kan kusan geceler üstümde depreşiyor
aradığımı bulduran buldu mu seni
içimde ne içinler kavga ediyor
kime aşık olsam sensin sureti
dışarilar dışama hücum ediyor
kaybolup gidenler sırlara mesul
gizemler gizlime zuhur ediyor
ben ki kendi hükmüyle kendine esir
kurtuluşu bilmem kimden bekliyor
sen ki telkin edersin ben ki teselli
ne istiyor bilmem benden evvelki
her şeye hazırım budur tecelli
ruhum ve ötesi seni düşlüyor
kavminden kovulan kulun diliyle
dua kapısındaki ölü , huzur eliyle
vicdanım benimdir deyip nefsin kiniyle
durduğunu unutan dikil bekliyor
dünyaya küstüysem adımdır yalan
merhamet ettim merhamet aman
şerre düştüm hayır karşımda ayan
sultan olmuslar benden kulum bekliyor
9 Şubat 2017 Perşembe
GÜLÜMSER
Gülümser
her sabah
beyaz kanatlı kuşlara yem atar
rıhtımda el sallar çocuklara
Ağır ağır çeker sigarasını
En sevdiği şarkı çalıyorsa radyoda
"Saçlarına kar düşmesin güzelim
Gençliğin ne güzel rüya "
Gülümser
Eteği havalı
Ayakkabıları parlak
Gözlükleri o biçim
Gel de aşık olma
Keşke bilmesem bu gece
Bes para etmez adamlara
Gülümser
Bir saati yüz lira
KOLAY MI SANIYORSUN
yaprak kuruyan dallardan
özlemle sıyrılıp giderken
geri dönmeyeceğini bilir
sen de gidiyorsun
biliyor musun?
toprak, yaprak koksun diye
ağaç dallarını kurutur sanır
kokunu da götürüyor musun ?
kuşlar neden yurttan yurda göçer
kelebekler vaktinden önce de ölür
hayatı kolay mı saniyorsun?
tabiat kendi dönüşümüne gebedir
kış bahara bir çiçekle yenilir
ölü dirilir gelmez de gelir
aşkı kolay mı sanıyorsun ?
8 Şubat 2017 Çarşamba
SÖZ MILLETIN
garip olaylar loşluğunda
eşitsizce bölüşülüyor korkular
çağırmaktan yoksun düşen davet
enkaza bürünmüş ruhlara
fırsat parcaları üflüyor
duy beni
en tatlı sesinden korkan
kendim bile yaklaştım
ne yalan ,kandım
sırnaştım
demokrasi umut sağıyor
inandım
oysa
hürriyet, medeniyetin tekeline bağlanmış
ancak adalet biraz düşlerde kalmış
zihniyet ' adamım sende bendensin '
insan insanın eseridir derler ya zaten
esirim olsan ne farkeder
kulak kesil
sus ve dinle beni
yeter artık
kesin ve kesin
ben vekilin
söz milletin!
......
sırça sarayı yoktur cücenin
evi küçük ,bir göz kadardır
gözünde devlerin korkusu olmaz
kimi ürkutecek ki uçurum
sırça sarayı yok ki onun !
benim çözdüğüm
düğüm kadar düğüm
zor olan
yaşamak için yaşamı söndürün
bu bir kördüğüm
....
şimdi anladım
yüzmeyi cok iyi bilseydimde boğulurdum
deniz büyük ,kulaçlarım küçük
mesafe uzak, insan an gelir yorulur
ve boğulur
herşey bu kadar basitken
mantık neden mantığa mefkun
derinlik üzerine varsayimlar var
benim çelişkim belli
inkarim açık
çemberim dar, ufkum kesik
zannım yerinde ,net ,sabit
inanmadığım gözümün önünde dururken
bakmak ve görmek muaammadir demek!
inançlar karışık
vicdan zor mu
kalbim keşmekeş
bildiğim bir şey degil ki bu
.....
rakı sofralarımın buğusundaki sıcaklık
balıkçı kulübesine sakladığım koku
içimi dışıma döktüğü an
alay eden yüzler gördüm
oysa tat aynı tattı
hayat aynı hayat
rakı sofrasındaki koku
belli ki
sarhoşluğa yetmiyordu
....
zikir tesbihinde sayılı kalan matematik
sosyolog anketinde yoğrulan toplum
hücrelerime zehir işlerken
karalar ve denizlerle örtülü şehir
tarihlerden kalma ibretlik zaman
insandan bi haber insan doğuruyordu
içim dışım nankörlük edebiyatı
şarkılarım heveskar, nüktelerim sıkıcı
okunacak bir cuma kadar
habersizim oysaki şiirden
uzakta
anlatmak telaşını çoktan azzettim
ne bir kanıtım var artık ne bir kanaatim
önüm arkam fikir adamı
bilim kuşağı sanki her yer
yalan değil buna bende sahidim
bugünden tezi yok
en azılısindan cahilim
yeter artık
yeter
kesin ve kesin
söz milletin!
....
garip olaylar loşluğunda
eşitsizce bölüşülüyor korkular
çağırmaktan yoksun düşen davet
enkaza bürünmüş ruhlara
fırsat parcaları üflüyor
duy beni
en tatlı sesinden korkan
kendim bile yaklaştım
ne yalan ,kandım
sırnaştım
demokrasi umut sağıyor
inandım
oysa
hürriyet, medeniyetin tekeline bağlanmış
ancak adalet biraz düşlerde kalmış
zihniyet ' adamım sende bendensin '
insan insanın eseridir derler ya zaten
esirim olsan ne farkeder
kulak kesil
sus ve dinle beni
yeter artık
kesin ve kesin
ben vekilin
söz milletin!
......
sırça sarayı yoktur cücenin
evi küçük ,bir göz kadardır
gözünde devlerin korkusu olmaz
kimi ürkutecek ki uçurum
sırça sarayı yok ki onun !
benim çözdüğüm
düğüm kadar düğüm
zor olan
yaşamak için yaşamı söndürün
bu bir kördüğüm
....
şimdi anladım
yüzmeyi cok iyi bilseydimde boğulurdum
deniz büyük ,kulaçlarım küçük
mesafe uzak, insan an gelir yorulur
ve boğulur
herşey bu kadar basitken
mantık neden mantığa mefkun
derinlik üzerine varsayimlar var
benim çelişkim belli
inkarim açık
çemberim dar, ufkum kesik
zannım yerinde ,net ,sabit
inanmadığım gözümün önünde dururken
bakmak ve görmek muaammadir demek!
inançlar karışık
vicdan zor mu
kalbim keşmekeş
bildiğim bir şey degil ki bu
.....
rakı sofralarımın buğusundaki sıcaklık
balıkçı kulübesine sakladığım koku
içimi dışıma döktüğü an
alay eden yüzler gördüm
oysa tat aynı tattı
hayat aynı hayat
rakı sofrasındaki koku
belli ki
sarhoşluğa yetmiyordu
....
zikir tesbihinde sayılı kalan matematik
sosyolog anketinde yoğrulan toplum
hücrelerime zehir işlerken
karalar ve denizlerle örtülü şehir
tarihlerden kalma ibretlik zaman
insandan bi haber insan doğuruyordu
içim dışım nankörlük edebiyatı
şarkılarım heveskar, nüktelerim sıkıcı
okunacak bir cuma kadar
habersizim oysaki şiirden
uzakta
anlatmak telaşını çoktan azzettim
ne bir kanıtım var artık ne bir kanaatim
önüm arkam fikir adamı
bilim kuşağı sanki her yer
yalan değil buna bende sahidim
bugünden tezi yok
en azılısindan cahilim
yeter artık
yeter
kesin ve kesin
söz milletin!
....
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)